Guangdong Eyaleti, Zhuhai’de bir ortaokul öğrencisi olan 10 yaşındaki Feng Shaoyi, Twitter’in Çinli versiyonu Sine Weibo’da okul karşıtı bir manifesto yayınladı.
“Kaydımı Silin” başlığını taşıyan manifestoda Shaoyi;
Bütün hayalim sevdiğim kızla bir hayat geçirmek. Bunun için okulda öğretilen bütün o saçmalıklara ihtiyacım yok!
dedi.
“Okul hayatı dersler, ev ödevleri, sınavlar ve sıralamalar demek. Bundan daha fazlasını sunabiliyor musunuz?” diye kafa tutan Shaoyi, manifestosunu 2012’nin Kasım ayında yayınladı. 7 bin yorum, 18 bin de takipçi edindi. Fakat bununla kalmadı, Shaoyi’nin manifestosu yayıldıkça Çin’in eğitim sistemi hakkındaki eleştiriler de gün yüzüne çıktı.
Binlerce yoruma yanıt olarak,
Sevgili herkes, ben bir dahi değilim ve aptal da değilim. Benim için neyin en iyisi olduğunu biliyorum. Endişeleriniz sadece bilgilendirme amaçlıdır.
yazdı.
Kendisini eleştiren sözler, Weibo’sunda sık sık yazmaya devam eden ve genellikle akranlarıyla ilgili hikayeler anlatan genç öğrenciyi susturmadı.
Arkadaşının öğretmenlerinden birinin sınıftan bir kompozisyon vermesini istediğini, arkadaşının örnek denemeler kitabından bir girişin tamamını kopyaladığını ve öğretmen, kopyalandığının farkında olmadan çalışmayı eleştirerek çok düşük bir not verdiğini yazdı.
“Başkalarını kopyalayarak bir deneme yazabiliyorsak, öğretmen ne işe yarar?”
Global Times’a verdiği demeçte, Feng Shaoyi, Çin okullarında evrensel bir sorunu dile getirdiğini söylüyor.
“Birçok öğrenci stres yaşıyor. Ben sadece ayağa kalkıp konuşmayı seçtim. İnsanların dikkatini çekmek için çok aşırı bir şey yazmak zorunda kaldım.” dedi.
Öte yandan ne yazık ki Çin kanunlarına göre, Shaoyi’nin lise öğrenimini tamamlamadan okul sisteminden çıkması mümkün değil.
Ayrıca, başarılı bir öğrenci olduğu için ne ailesi ne de öğretmenleri onun böyle bir talepte bulunmasına inanabilmiş görünmüyorlar.
Pek çok akademik ödülü bulunan Shaoyi, yaşadığı kasabanın ulusal düzeyde gururu olarak biliniyor. Hatta bir de filmde oynamışlığı var. Kendi yaş grubunun da iki yıl önünden gidiyor.
Shaoyi’nin babası Feng Yingang, şimdilik oğlunu okulda kalmaya ikna etmiş görünüyor, ancak eğitim sistemine karşı eleştirilerinde haklı olduğunu da söylemeden edemiyor.
Oğlunu okula şu cümlelerle ikna etmiş: “Okul o kadar da gereksiz değil. Başka çocuklarla tanışır, arkadaş edinirsin, ama bağımsız düşünmek gibisi yoktur.” Bu arada baba Yingang, oğlunu medya ilgisinden korumak için de elinden geleni yapıyor.
Oğlunun okuldan sıkılmasının en büyük nedeninin stres olduğunu söyleyen Yingang, “Sabah 6.00’da evden çıkıyor, okul akşam saat 18.00’de bitiyor. Oyun oynamak için ne hali ne de zamanı kalmıyor” diyor.
Zhuhai merkezli bir eğitim sitesinin editörü Lin Keni, Global Times’a verdiği demeçte, “O çok zeki bir çocuk. Ne istediğini biliyor ve bunun için uğraşıyor” dedi. Feng’i üç yıldır tanıyan Lin, tüm halkın dikkatinin onu bu kadar olgunlaştırdığından yakınıyor; Bazen bir yetişkin gibi şeyler söylüyor. Bir keresinde erkek arkadaşlarımdan birini bir kız hakkında uyarmıştı,
Onunla hemen evlensen iyi olur. Oldukça hızlı büyüyorum.
İnternetteki kimi gruplar da Çinli yetkilileri çocuklara karşı daha insaflı olmaya çağırıyorlar. Shaoyi,
“Ailemizin karar verme sürecinde çocuğun da söz hakkı vardır. Babam, annem ve ben aynı fikirde olmadığımızda oy kullanıyoruz. Okulu bırakmak gibi: İki veto!” dedi.
Böyle demokratik ebeveynlere sahip olmanın avantajlarına rağmen, bu bağımsız fikirli çocuk, yakın zamanda annesini ve babasını evde ona ‘daha fazla yalnızlık verme’ konusunda ikna etti.
“Kendi alanıma ve ‘benim zamanıma’ sahip olmak istiyorum” dedi.
Müdürleri manifestosunu gördükten sonra Shaoyi’yi çağırıp şikayetlerini dinlemişler ve onun yaş grubu için bazı dersleri yeniden planlamayı kabul etmişler. Ancak Shaoyi’ye göre bu kadarı yeterli değil. Yazdığı üç sayfalık manifestoda şunları söylüyor Shaoyi:
“Canım gençlik yıllarımı sıkıcı bir okulda geçirmek istemiyorum. Hem bir bilim adamı olsam ne olacak ki? Alfred Nobel de bir bilim adamıydı ve icat ettiği bombayla dünyaya korku salmaktan başka bir şey yapmadı. Bana Albert Einstein diyeceksiniz. Onun da atom bombasında bir katkısı yok mu? Ya büyüdüğümde Adolf Hitler ya da Einstein gibi biri olur, insanlara acı çektirirsem. Şimdi istediğim tek şey var, bir sevgili bulmak ve dünyaya zarar vermeden yaşamak. Bütün bunları çok düşündüm. Benim gibi IQ’su yüksek birinin yapması gereken de buydu. İlerde dünyaya zarar vermek ve insanlığın felaketine neden olacak bir şeyler yapmaktansa evimde, sevgilimle mutlu mesut yaşamayı tercih ederim.”