Endülüs Emevi Devletine İlk Bakış
Endülüs Tarihi, 756 yılında müslüman arapların Cebelitarık Boğazı’nı geçerek İber Yarımadası’na ayak basmalarıyla başlamıştır. Burada kurulan devlet ve devletler zaman içinde yüksek bir medeni seviyeye erişmiş ve Avrupa ile Doğu’nun bilim merkezlerinin önde gelen yerleri arasına girmişlerdir.
756 yılında kurulan ve yıkılış tarihi olan 1031’e kadar Tıp, Matematik, Astronomi, Denizcilik, Tarım ve Endüstri alanlarında sayısız esere imza atan ve halihazırda batının kurduğu medeniyetin gerçek sahibi ve asıl kaynağı olan Endülüs Emevi devletinin bilim insanları arasında şu isimler yer almaktadır:
- ABBAS İBN FİRNAS
- CABİR BİN EFLAH
- DANİ
- HASDAY BİN ŞAPRUT
- İNB RÜŞD
- İBNİ CUBEYR
- İBNİ TUFEYL
- İBNİ MESERRE
- KURTUBİ
- MUHYİDDİN İBNÜL ARABİ
- MUSA BİN MEYMUN
- ZERKALİ
- ZEHRAVİ
Peki, 275 yıl gibi kısa bir sürede bağrında bu kadar bilim insanı yetiştiren ve dünyaya yön veren buluşlara imza atan bu devletin eğitim sistemi nasıldı?
Eğitim
Endülüs’ün eğitim alanında Avrupa’ya katkıları söz konusu olduğunda bahsedilmesi gereken konuların başında kütüphaneler ve yapılan çeviri faaliyetleri gelmektedir.
1. Hakem’in başkentte yaptırdığı ve Avrupa ile Afrika’nın eğitim kurumları arasında seçkin bir konumda olan Kurtuba Medresesi’ne, o dönemde bilinen dünyanın hemen her yerinden ve her dinden insanlar, öğrenim görmek için gelmişlerdir. 1
XII. yüzyılda Müslümanların sahip olduğu bilgiye karşı duydukları bu merak yüzünden ve onlardan bu bilgiyi öğrenmek amacıyla Asya’dan, Afrika’dan ve Avrupa’dan gelen düşünürler arasında Bath’lı Adelard, Plato Tiburtinus, Chester’lı Robert ve daha niceleri vardır. Endülüslü Katolik Hıristiyanlardan olan Dominicus Gondislavi, Hugh Santalla ve Abraham ibn Ezra gibi Yahudiler Endülüs’ün İslami kurumlarında eğitim alan sayısız Avrupalıdan birkaçıdır. 2
Hümanizm
Bir diğer aşama ise Sicilya ve Endülüs’ün saraylarında Arap “adabı”nın benimsenmesidir. Burada aslında adap kelimesiyle anlatılmak istenen daha sonra Avrupa’da hümanizm olarak bilinen kavramdır.
Bu hümanizm bugünkü anlamıyla ateist bir düşünce şekli olan hümanizm değil; güzel konuşma ve yazma, gramer bilgisi, şiir ve dini metinlere vakıf olma gibi çeşitli bilim dallarını kapsayan bütünsel bir anlayıştır.
İşte bu Arap adabı -yani hümanizm- Avrupa medeniyetinin gelişmesindeki ana güçlerin temelinde yatmaktadır.
III. Abdurrahman ve onun hem veziri hem de hekimi olan Hasday ibn Şaprut’un oluşturduğu eğitim yapısıyla, eğitim-öğretim ve kültürel gelişim mümkün olabilmiştir. Onlar gelecek nesillere katkıda bulunabilecek kimseleri gereken mevkilere yerleştirmişlerdir. Bu da devlet içerisindeki liyakatın ne denli önemli olduğunu gösteriyor.
Avrupa’da Eğitim Kavramının Temellenme Süreci
Hıristiyanlar da Müslümanların bu yapılarını kendilerine almış ve neticede Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan filozof, bilim adamı ve çevirmenlerin yaptıkları bu katkılar sayesinde Endülüs’te zengin bir kültürel çeşitlilik ve değişim meydana gelmiştir.
Böylece bu gelişmenin son aşaması meydana gelmiş, İslami eğitim kurumlarının birer örneği Avrupa’da da kurulmuştur.
Dolayısıyla bunu müteakip Avrupa’da kurulan ilk üniversiteler Bologna (1088), Paris (1150’lerde), Oxford (1167), Cambridge (1209), Padva (1222) ve Napoli (1224) üniversiteleridir.3
Avrupa’da kurulan bu üniversitelere öncülük eden ve Endülüs eğitim merkezleri olan medreselerin bir tanesinin müfredatı, V. Abdurrahman ile yakın ilişkiler kuran İbn Hazm’ın (994-1064) eğitimle alakalı bir önergesinde görülebilmektedir. 4
İbni Hazm Etkisi
İbn Hazm’a göre meraklı birisinden bilgiyi saklamak, bir mal varlığına sahip olmaktan daha açgözlüce bir davranıştır.
İbn Hazm okuma ve yazma eğitiminin beş yaşında başlamasını önermiş ve X. yüzyılda yaşayan bir bilim adamı olarak şu müfredatı çıkartmıştır: 5
- Kur’an çalışmaları ve bunu müteakip onun anlamı üzerine değerlendirmeler.
- Toplama, çıkartma, çarpma, bölme, kesirler ve düzlem geometrisi (bu sırayla).
- Öklid’in “gökyüzündeki nesneler” üzerine olan çalışması.
- Batlamyus’un Büyük Bileşim’i (Almagest) (bu eser süreklilik ve sınırlılık kavramlarının ne olduğunun anlaşılması için çalışılmalıdır).
- Mantık.
- Botanik, zooloji, jeoloji ve tıp (bu sırayla).
- Tarih (eski toplumların yükselmesi ve düşmesinin nedenlerine vurgu yapılarak, aynı hataların tekrarlanmasını önlemek amacıyla).
- Dîni kanun (şeriat).
Günümüzden neredeyse bin yıl önce oluşturulan bu müfredatın şu andaki Batı/modern müfredatla sahip olduğu paralellikler dikkat çekicidir.
Chejne’e göre İbn Hazm, tüm bilimlerde genel ve bütünleşik bir eğitim yapısı oluşturmasına ek olarak, disiplinler arası geçişleri de gözler önüne sermiştir. 6
Endülüs Medeniyeti’nin Avrupa Eğitimine Yaptığı Katkı
Endülüs Medeniyeti’nin Avrupa’nın eğitimine yaptığı katkılar birkaç maddede özetlenecek olursa;
- Müslümanlar, mükemmel olmasa da bilimin deneysel metodunu Batı’ya nakletmişlerdir.
- Arap rakamları ve onlu sistem Batı’yla tanıştırılmıştır.
- İbn Sina gibi kişilerin eserlerinin çevirileri yüksek eğitimde XVII. yüzyılın ortalarına kadar kullanılmıştır.
- Avrupa düşünce dünyasını kamçılamış, ona Yunan ve diğer klasik kültürleri yeniden göstererek Rönesans’ın oluşmasına yardımcı olmuştur.
- Endülüslü Müslümanların kurduğu üniversiteler Avrupa üniversitelerinin atası durumundadır.
- Avrupa antik kültürlere savaş açmışken, onlar Yunan-Pers düşüncesini korumuşlardır.
- İber Yarımadası’ndaki üniversitelerde öğrenim gören Avrupalı öğrenciler, yeni eğitim yöntemleriyle geri dönmüşlerdir.
- Hastane, sağlık önlemleri ve yemek konusunda Avrupa’nın bilgi dağarcığını genişletmişlerdir. 7
Sonuç
Tarihi boyunca sahip olduğu politik kargaşaya rağmen, küçük bir yarımadada kalan ve birkaç yüzyıl boyunca medeniyetin ve bilimin bayrak taşıyıcılığını üstlenen Endülüs Devleti Tıp, Matematik, Astronomi, Denizcilik, Tarım ve Endüstri alanlarında farklı din ve milletten insanların bir arada yaşayabildiği nadir örneklerden biri olmuştur.
Kaynaklar
1- Hitti, History of The Arabs., s. 530.
2- Ivan Van Sertima, Golden Age Of The Moors, Journal of African Civilizations Ltd. Inc., (2nd Printing), USA 1993, s. 206
3- Compier, a.g.m., ss. 2-3; Allen, a.g.t., ss. 64-65.
4- Van Sertima, a.g.e.,. s. 212
5- İbn Hazm’ın Meratibu’l-Ulum adlı eserindeki bu müfredat hakkında daha fazla bilgi için bkz. Müfit Selim Saruhan, “Zahiriliğin Öncüsü İbn Hazm’da Felsefi Meseleler”, Dini Araştırmalar Dergisi, C. 8, S. 25, Mayıs-Ağustos, 2006, s.163
6- Van Sertima, a.g.e., s. 213
7- Joseph Mitchell ve Helen Buss Mitchell, Taking Sides: Clashing Views in World History, Volume 1: The Ancient World to the Pre-Modern Era, (Expanded 3rd Edition), McGraw-Hill/Dushkin USA 2009, s. 179
Derleyen: Gökçe Yıldırım