Ev Okulu Hakkında Röportaj ve İstifhamlara Cevaplar

Sual: “Ev Okulu uygulaması Kur’an-ı Kerim’in ilk emri olan “Oku!” emrini ihlal etmektedir?”

— Kuranın ilk emri olan oku hitabı, okumanın hangi standartla yapılacağını akabindeki ayetle şerh etmiştir.

“Yaradan Rabbinin adıyla oku!”

▫️ Her önüne gelen kitabı,
▫️ feylesofane zırvaları,
▫️ lüzumsuz malayaniyati,
▫️ evrim, materyalizm ya da tabiatperstlik gibi dinsiz bir mantaliteyle hazırlanmış müfredatları sorgusuz sualsiz ezberleyip kanıksamayı tavsiye etmemiştir!

Oku emrini bu şekilde yorumlamak Kurana uymaz!

Sual: “İnsanlığın tüm gelişim süreçleri okul sayesinde kazanılmıştır?”

— Tüm devrimler cahil kabul edilen halkların uyanışıyla olmuştur.

Bir çok dahi ya okula gitmemiş ya da farklılıkları sebebiyle okuldan kovulmuştur.

Okul tezgahından geçirilenler sisteme uygun şekile iyice törpülenmiş, fazlalıkları budanmış, istenilen şartlara uyum sağlaması karşılığında diploma yoluyla kendilerine bir kısım imtiyazlar tanınmıştır.

Sistem tarafından; bireysellikleri, girişimci ve eleştirel ruhları rendelenmiş kişilerin herhangi bir devrim ya da gelişimin öncüsü olduğu görülmemiştir.

Diplomalı sistemden geçtiği halde belli başarıları sergileyebilen kişiler,

▫️ sorgulayıcı ve araştırmacı yanlarını kaybetmeyen,
▫️ kendilerini sistemin verdikleri dışındaki alternatiflere kapatmayan, ve
▫️ öznel olarak kendilerini yetiştirme gayreti taşıyabilen geniş ufuklu kişilerdir.

Onlar bunu sistem sayesinde değil sisteme rağmen başarmışlardır.

Bir de sistemin parangaları olmasaydı nelerin başarılmış olabileceğini bir düşünün!

Sual: “Okulun iyi yanları, kötü yanlarına galiptir?”

— Okulun; şu anki yapısıyla,

▫️ çocukların sosyalleşmesini engellemesi,
▫️ bireyselliklerini baskılaması,
▫️ yaratıcılıklarını söndürmesi,
▫️ hayattan koparılmış bir tür sanal dünyaya onları mahkum etmesi,
▫️ kendi kendine öğrenme yetilerini köreltmesi,
▫️ hayatın içinde tecrübelerle gelişecek özgüvene engel olması,
▫️ ahlaksızlık, uyuşturucu, şiddet, fuhuş gibi sayısız suçla birincil tanışma mekanı olması gibi …

sayısız sosyal zararları karşısında, teorik olarak verdiği ‘düşünülen’ bir kaç öğretinin anlamı olmadığından kıyasa gelmeyecek derecede “Zararı faydasından daha fazla olan bir kurumdur!”

Okulların kapısına, hiç bir alt yapı çalışması yapılmaksızın bile, yarın mühür vurulacak olsa medeniyet hem sosyal, hem ekonomik anlamda derhal ilerleme kaydetmeye başlayacaktır.

Kaldı ki kimseyi Ev Okuluna zorlamıyoruz. Bu bir seçenektir. İsteyenler için okul her zaman yerinde durabilir.

Sual: “Okul sistemi, küresel ifsat projelerinden sorumlu tutulamaz?”

— Okul,

▫️ Çoğu orta çağ felsefesine ve ‘ısmarlama’ bilimsel çalışmalara dayanan, güncel gelişme ve uygulamalardan uzak doktrinleri tartışmasız dikte etmekte,

▫️ Farklı düşünen, geniş spektrumlu ve çok sesli bilim kurullarınca tetkik edilmeyen projelerin neşriyatçılığını derhal ve ivedilikle yapmakta, bu hususta önü çekmektedir.

Zira okul bu tür doktrinasyonlar için biçilmiş kaftandır.

Eğitim sistemleri milli olmayıp küresel elitlerin kurmuş olduğu Eğitim vakıfları ya da kurullarınca tanzim edilmektedir.

Uluslararası anlaşmalar, fonlamalar ya da harcırahlar yoluyla projelere uygun fikirlerin çocuklara telkini ve müfredatlara dahil edilmesi sağlanmaktadır. Örneklerini çoklukla görmekteyiz!

Netice itibariyle okul, küresel ifsat projeleri için diktasyon, telkin, endoktrine merkezi olarak yüksek derecede etkindir.

Hususan küçük zihinlere ulaşabildiği için birincil derecede etki gücüne sahiptir. Geri kalan tüm manipülasyon çeşitlerine temel teşkil edebilecektir.

Ayrıca bu konu sadece günümüz meselelerine münhasır olmayıp on yıllardır uygulanagelen pek çok projeyi kapsamaktadır. Çoğu kanıksanmıș olduğundan sadece küçük kesimlerce farkındalığı taşınmaktadır.

Zaten sistemden çıkma talebimiz niteliksiz eğitimden ziyade bu noktalardan kaynaklanmaktadır.

Sual: “Eğitim Sisteminde öğrencilere hürriyetler tanımak yerine, Milli eğitime etki edecek güçte okul dışı aile yapılanmaları daha etkili sonuç verir?”

— Zaten Ev Okulu da buna benzer bir girişimdir. Çocuklarımızın terbiyesini ve eğitimini kendimiz kontrol edebilmek istiyoruz.

▫️İstediğimiz, değerlerimize ve inançlarımıza uygun eğitim ortamlarının oluşmasını talep ediyoruz.

▫️Fakat bu süreçlerin bütün hayatı gasp etmemesini de istiyoruz.

▫️Devlet bunu henüz sunamıyorsa Birleşmiş Milletlerin bile doğal bir insan hakkı olarak makul karşıladığı ‘Ev Okulu’ hakkını Türk vatandaşları olarak biz de istiyoruz.

Kısaca dünyadaki medeni ve demokratik hakların bize de tanınmasını istiyoruz.

Parya muamelesi görmekten bıktık.

Halka rağmen halk için mantığıyla sürekli birilerinin ideolojik dayatmalarına maruz kalmaktan bıktık.

Hiç bir doğruyu bulamayacak derecede aptal muamelesi görmekten bıktık.

Sürekli dalgalanan siyasi ideolojilerin güdümünde yaşamaktan bıktık.

Hayatımıza dair kararları kendimiz verebilmek ve bu köle muamelesinden kurtulmak istiyoruz.

“Eğitim bir görev değil, bir haktır.”

Eğitim tercihine sahip olmak en makul insan haklarından biridir!

Sual: “Okul Yardımlaşma Dernekleri ya da Okul Aile Birlikleri gibi okula yardımcı oluşumlar Ev Okulu yerine geçebilir?”

— Okula yardımcı olacak her oluşum bozuk okul sistemini beslemek ve büyütmek dışında bir etki yapmaz. Delil, bu güne kadar yapmamış olması.

Bu oluşumların teknik konular veya müfredat gibi sistemsel sorunları düzeltme girişimleri söz konusu değildir.

Bu oluşumlar sadece öğretmen üzerinde bir baskı oluşturmak suretiyle öğrencilere yapılan muameleleri kontrol altına alabilir.

Ya da basitçe, okul ihtiyaçlarını karşılamak için yapılacak etkinlikler, ortak değerlere dayanmayan okul eğlenceleri gibi organizasyonlarda faydalı olabilir.

Bu oluşumların bizim talep ettiğimiz hürriyetler, değerlerimize uygunluk ve nitelikli eğitime dair sunacağı bir çözüm yoktur.

Sual: “Çocuk, eğitim açısından ailenin insafına ve merhametine bırakılmayacak derecede önemlidir?”

— Bu önem hangi anlamda düşünülmektedir.

🔹Ucuz iş gücü..?

🔹Şirketokrasinin ayak işlerini yapabilecek nitelikteki personel ihtiyacı..?

🔹Endoktrine edilmiş, sisteme sorunsuz  uyumu sağlanmış standardize insan sürüleri..?

🔹Sorun çıkarmayacak derecede alternatif fikir üretme yeteneği yok edilmiş medeni köleler..?

🔹Alternatifini teklif dahi edemeyecek derecede belli ideolojilerin kanıksatıldığı militanlar..?

Eğitim dediğimiz şeyin tanımı nedir? Amacı nedir? İlk önce bunu netleştirmeliyiz!

Sual: “Okulun misyonu, insanlık mirasını yeni nesillere aktarmaktır. Çocuklar bu mirastan mahrum bırakılmamalıdır?”

— Tarih müfredatının ne durumda olduğu ortada. Tarihçiler bile bir çok konuda birbiriyle muhalefet ederken okulda neyin aktarıldığı konusunda ciddi endişeler taşımaktayız.

Diğer fen veya sosyal derslerin müfredatına gelince, bunlar teknik meselelerdir.

İsteyen herkes bu içerikleri ihtiyacına ve talebine göre okulda ya da istediği herhangi bir merkezde tahsil edebilir.

Zorunlu okul sisteminden mezun olan öğrencilerin öğrendiklerinin ne derece lüzumu olduğu ya da öğrendiklerini gerçek hayata ne kadar intibak ettirebildiği konusunda küçük bir sokak röportajı bile fikir verecektir.

Sual: “Ev Okulu globalist yaklaşımlara uygun düşer?”

— Okul, globalistlerin ve küresel çapta Eğitim Sistemini dizayn edenlerin manipülasyon ve endoktrinasyon merkezi olarak hizmet vermektedir.

Bilakis okuldan çıkmak bu sistemden kurtulmayı ve zararı minimize etmeyi sağlıyor.

Esasen okul, çıkış noktası olarak tam da bu amaç için kurgulanmıştır.

Dünyada sıradan insanların menfaatine hizmet etmek hiç bir zaman esas hareket noktası olmamıştır.

İnsanlar haklarını, kendi farkındalıkları ve devrimler yoluyla elde etmişlerdir!

Sual: “Okulda sunulan profesyonel ilgi alaka evde sunulamaz?”

— Anne şefkatinden daha etkin bir ilgi yer yüzünde var olmadı.

▫️Bu ilgi eğitimini eğitimcilere vermek yerine annelere vermek daha kolay ve daha samimi olacaktır.

▫️Yine, ailelere ya da evlenecek çiftlere bu tür eğitimlerin verilmesi daha etkili olur.

Neticede de maneviyat ve motivasyon açısından, psikoloji ve pedagoji açısından daha pozitif bireyler yetiştirmeye imkan sağlar.

Okulun yapmacık ilgi ve alakasının toplumu ya da gençleri daha pozitif noktalara taşımadığını yaşayarak görmekteyiz.

Okuldan geçirilmiş nesillerin kazanımları arasında ahlakî yozlaşma, değer yoksunluğu, milli değerlerden mahrumiyet, umursamazlık, hedefsizlik, fuhuş, çeşitli suçlar, ideolojik ve ötekileştirici tarafgirlikler.. şeklinde uzayıp giden bir liste yer almaktadır.

Bunların yanında pozitif kazanımların olup olmadığını düşündüğümüzde kalıcı bir şeye rastlayamamaktayız.

Vatanî, millî ya da ahlakî değer yargıları, aile yapısından gelen kazanımlar olarak karşımıza çıkmakta!

Okul sisteminin sun’î ve yapmacık ilgisiyle bunları kazandırabilmesi oldukça zor!

Sual: “Hem Okul hem Ev birlikte bir sistem kurgulanmalıdır?”

— Okul;

▫️Ailevî değerleri manipule etmeyen,

▫️Kimsenin inancını zorla belli mecralara kanalize amacı taşımayan bir sistem olduğu,

▫️Ailelerin taleplerine demokratik bir şekilde cevap ve destek sağladığı,

▫️Küçücük çocukların bile (ve keza gençlerin) yaşam hakkını ya da kendi hayatına dair kazanımlar elde etme teşebbüsünü gasbetmediği,

▫️Kısacası hayattan çalan ve bireysel tercihleri hiçe sayan zorunlu süreçleri içermediği durumda,

aileye yardımcı bir birim olarak meşru sayılabilir.

Çocuklarının üzerindeki vesayet hakkı; devlet, herhangi bir kurumsal yapı ya da emre tâbi memurlara değil, daima ve tartışmaya kapalı bir surette ebeveynlere aittir.

(Hukukî müdahale ya da sosyal yardım gerektiren durumlar elbette ayrı değerlendirilecektir)

Sual: “Ev Okulu, çocuğu ailesinin imkanlarıyla sınırlar, pek çok şeyden mahrum bırakır?”

— Ev Okulu tek başına uygulanan sahipsiz bir sistem olması durumunda sorumsuz bazı ebeveynler hakkında böyle olabilir.

Fakat Ev Okulu Birleşmiş Milletler tarafından tanınmış bir haktır.

Ülkeler bu konuda gerekli takibatı yapmaktadır ve yapabilir.

Yaşadığımız medeni düzlemde çocukların eğitim seviyelerinin takip edilmesi makul karşılanabilir.

Bununla birlikte Ev Okulu, bir sistem olarak tanınması durumunda pek çok girişimci, gönüllü ve yardım sever tarafından derhal geliştirilebilecektir. Hal-i hazırda bu tür girişimler çoklukla bulunmaktadır.

Yine, Eğitim teşviklerinin kurumlara ve şirketlere değil şahıslara indirgenmesi çözüm sürecinde yardımcı olacaktır.

Bunlara ek olarak Zorunlu Eğitim süreci büsbütün ücretsiz ilerleyen bir süreç değil. Aileler pek çok masraflara katlanmak durumunda. Okuma yazma, dört işlem ve basit motor beceri etkinlikleri ile yılları harcamak yerine aynı masrafların gerçek anlamda eğitici materyallere sarfedilmesi bile çözüm için yeterlidir.

Sual: “Ev Okulu sisteminin uygulanması durumunda art niyetli kripto oluşumlar vatana ihanet içeren süreçleri işletebilir?”

— Azınlık okullarının Milli Eğitim Sistemine dahil olmadıkları söylenmektedir.

Dahil olsalar bile pek çok özel okul hatta üniversite vatanî ve millî değerlere muhalif manipülasyonlar yapmakta ve zorunluluklar bu sonucu değiştirmemektedir!

Her türlü ihanet girişimi için yargı yolu daima açıktır.

Bu sistem, Avrupa ve Amerikada yoğun bir kabulle uygulanmakta ve ev okullulara özel bir ihanet girişimi görülmemektedir.

Ev Okulu uygulayıcılarını potansiyel suçlu gibi görmek bir tür saygısızlık ve kendi milletinin farklı düşünen fertlerine yabani bir gözle bakmak anlamına gelir ki kimsenin bu tür ötekileştirici yaklaşımları taşıma hakkı yoktur.

Artık dayatmacı faşizan yaklaşımları terkedip insanların tercihlerine saygı duyduğumuz demokratik bir anlayışa geçmeliyiz.

Sual: “Ev Okulu talebi kötü bir sistemi başka bir kötü sistemle değiştirme girişimidir. Dolayısıyla gereksizdir?”

— Buna halkların talepleri karar verir.

Kendi fikrini dayatmanın en kurnazca söylenişi bu olmalı.

Buna ‘sıtmayı gösterip ölüme razı etmek’ de deniliyor.

Okulun öz benliğe saldırmak gibi tüm insaniyete bir su-i kast girişimi niteliğindeki işleyişini göremeyenler olabilir.

İşte tam da bu sebeple insanoğlu özgür bırakılmalı ki medeniyet tek bir şablona hapsedilerek çöküş sürecine girmesin ya da monoton bir yapıya bürünmesin.

İnsanlar farklı dünya görüşleri, farklı değer yargıları, farklı bakış açıları.. sayesinde insan nevinin çok segmentli gelişimine katkı sağlıyor.

Bu doğal yapıyı doktrine edilmiş tek bir şablon, tek bir anlayış, tek bir yaşam biçimi, tek bir düşünce formu.. tek bir formata sokmaya çalışmak insan medeniyetine telafisi imkansız zararlar vermiştir.

Keza bu şablonu kimlerin belirlediği ya da belirleyeceği meselesi apayrı bir tartışma konusudur.

Sual: “Okul bir beyin yıkama merkezi olsa bile Ev Okulu neyi değiştirebilir ki! Bu durumda da beyinler aile ya da mahalle bireyleri tarafından yıkanacaktır?”

— Sorunun kendi iç mantığıyla bakılırsa iki durumda da değişen bir şey yok. Okuldaki eğitimci ve öğrenciler de neticede mahalleden gidiyor.

Bilakis okulda bu manipülasyona, bir de doktrine edilmiş müfredatlar ve her eğitimcinin farklı farklı değer yargıları ekleniyor.

Bir nevi bulamaç gibi bir durum!

Bu toplumsal çorbanın şifa vereceğini kim iddia edebilir ki!?

Ayrıca aileler çocuklarına karşı potansiyel suçlu mu kabul ediliyor ki onların bedeline okul bu konuda daha makbul oluyor?   

Demokrasinin ne olduğunu ne zaman anlayacağız?

Aileye karşılık okulun ya da devletin tercih edildiği rejimler hangileriydi? İlgili rejimler hayatta kalmayı başarabildiler mi?

İnsan sosyolojisinden, psikolojisinden hiç anlamayan insanlar okulun sadece pozitif kazanımların merkezi olduğunu düşünüyor. Peki ya negatif olan kayıplar?

Hayattan, benlikten, iç huzurdan, öğrenmeden, ahlaktan kaybettiklerimiz..?

Negatif şeylerin etki gücü ve kalıcılığı çok daha fazladır. Okul hayatında yaşanan travmalar az bile olsa ömür boyu unutulmamakta.
Halbuki çoğu kişi öğretmenlerinin ismini bile unutmuştur.

Keza öğrenme işçiliğinin verdiği bıkkınlık, özbenlik gelişimine vurulan darbe, itaat kültürü, sorgulamayı ve sormayı bırakma… gibi neticeler..!?

Ev okulunu tercih ederek negatif şeyleri büyük oranda elimine etmeyi, zamanı daha efektif kullanarak daha büyük kazanımlara ulaşmayı, doğru zamanda ve reel ihtiyaçlara yönelik olarak daha nitelikli eğitim almayı hedefliyoruz.

Sual: “Ev Okulu “Eğitimde Eşitlik” ilkesini ihlal eder?”

— Eğitim sistemlerinde ‘eşit eğitim’ diye bir durum söz konusu değildir. Parası olanlar daima daha iyi eğitim almaktadır!

Öğrenme, esasen motivasyonla doğru orantılıdır. Okul, tektipçi ve zoraki yapısı sebebiyle motivasyonu sürekli kırar!

Keza hiç kimse birbirinin aynı değildir. Merak, öğrenme talepleri ve yetenekler herkes için farklılık gösterir.

Eşitlik, hukuki bir kavramdır. Reel hayatta yeri yoktur. Herkes kabiliyetlerine uygun şekilde yönlendirilmelidir.

Bir eşitlikten bahsedeceksek bunu, herkesin kendi fıtrî kabiliyetlerini gereken olgunluğa ulaştırabilme ve bunu efektif bir şekilde kullanabileceği imkanlara erişimiyle ölçmeliyiz.

Bu anlamda gerçek ve eşitlikçi bir ‘eğitim’ süreci inşa etmek amacındaysak, eğitim teşviklerini, kişilerin talep ettiği yönde, başarılı oldukları sahalarda, daha erken dönemden itibaren, bireysel olarak tahsis etmeliyiz.

Ev Okulu, bireyselliği baskılamayacağı [bu, fıtrata (yaratılışa) daha uygun olduğu] ve -tek çare olan- fıtratına uygun gelişime fırsat vereceği için, büsbütün sorumsuzluk içermediği durumlarda zorunlu bir okul sistemine nazaran her zaman daha iyidir.

Sual: “Okul Otelse, Ev Okulu gecekondudur?”

— Ev Okulunun okul sisteminden daha kötü olabileceği durumlar ancak ebeveynlerin her hangi bir ebeveynlik niteliğini taşımadığı, sorumusuzluk içeren durumlarda söz konusu olabilir.

Ev Okulunun sağladığı özgürlükler hayatta level atlamak gibidir. Sistematize edilmesi durumunda Eğitim materyalleri çok cüz’i masraflarla karşılanabilir.

İlköğretim müfredatı o kadar ayak seviyesindedir ki orada öğrenilecek konuları çocuklar hiç hayattan kaybetmeden, hatta aile emeği bile olmadan arkadaşlarından öğrenebilir.

Ya da bu kadar ilkel bilgiler zaten hayatın içinde yaşarken tahsil edilecektir.

İşin aslı, günümüzde ülkeler çapında hazırlanan bu kadar sistemler, -neticeleri itibariyle- koca bir çöpten ibaret!

Ev Okulu, hayata kattıkları ve insaniyetten kaybettirmedikleri sayesinde her zaman öndedir.

Yine eğitimi, ‘okul’ zorbalığıyla anlamlandırmak yerine, medeni hayatta öne geçmenin ya da geride kalmamanın çaresi olarak algıladığımız bir toplum yapısında, aileler daha fazla sorumluluk almaya fazlasıyla gönüllü olacak ve sürece daha fazla katkıda bulunacaklardır.

Sual: “Eğitim Sistemini onarmak terketmekten daha önemlidir?”

— Eğitim sistemini bireysel olarak düzeltme imkanımız olmadığına ve buna gücümüz yemediğine göre, zararlarından kurtulmaya çalışmaktan başka seçenek kalmıyor!

Elbetteki bu, Eğitim sisteminin düzeltilmesi teşebbüslerine engel teşkil etmemekte!

Ev Okulu uygulaması, bir eylemsizlik ve eğitim faaliyetlerinin durması anlamına gelmiyor.

Hayat, eğitimin ta kendisidir. Herkesten ve herşeyden bir şeyler öğrenilmelidir.

Zorunlu eğitim ritüeli, eğitimi doktrine edilmiş müfredatlardan ibaret bir algıya çevirerek hayatın diğer alanlarını Eğitim ve Öğrenim mefhumundan soyutlamaktadır.

Esasen yaratılışın dinamik ve değişken hayat ritüeli eğitimin ta kendisidir. Hayatın realitesinden uzak kalmak nesillerimizi çekingen, belki de korkak kişiliklere dönüştürmektedir. Ve en büyük kaybımız olan, ‘liderlik’ yetisini yok etmektedir.

Bunun uzun vadede verdiği, vereceği, verebileceği neticeler akıl almaz boyutlardadır. Örnek olarak ‘Medeniyetlerin Çöküşünü’ verebiliriz..

Zorunlu eğitim furyası, tarihin çöplüğünde en meş’um yeri alacak azamettedir.

Derhal ve ivedilikle bu doktrinasyon ve imha düzeneği lağvedilmeli, açık kaynak usulü, insan farklılıklarına ve milletlerin değerlerine uygun seçeneklerle çeşitlendirilmiş, zaman ve mekandan bağımsız, özgür, hafif, hızlı ve isteğe bağlı bir ‘Eğitim Düzeni’ inşa edilmelidir.

Yoksa Oktay Sinanoğlu hocamızın da beyan ettiği gibi milletlerin çöküşü bir kaç nesil bile sürmeyecektir. Vesselam.

Ali Said Tuğrul
Ali Said Tuğrulhttps://dogalegitim.org
Mühendislik ve İlahiyat Fakülteleri mezunu. Eğitimcilik de yaptı. Eğitim ve Aile konularında yazıları bulunmakta.

Fihrist

Yazı Hakkında Hisleriniz

Yazı Hakkında Mini Anket

Katkıda bulunun ya da yorum yapın

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazardan
Benzer

Öne Çıkan Makaleler

ZORUNLU EĞİTİM ÇIKMAZI

Bir çocuğun ne zaman, ne kadar, nasıl öğrenmesi gerektiğini...

Evde eğitimin 10 avantajı ve evinizi doğal öğrenme için güçlü bir yer olarak düzenlemek adına birçok fikir

1- Özgürlük 👉🏻Siz, özgürlüğü kolaylaştıracak ve doğal çocuk öğreniminin koşullarını...

Ay Döngüleri ve Canlılar Üzerine Etkileri

Yaşadığımız dünyaya en yakın gezegen olması sebebiyle dünyaya etki...

Zorunlu Eğitim Yasaları Olmasaydı Ne Olurdu?

1- Güç Kayması 🔸İlk olarak, güç devletten aileye doğru eğilir. Okula...