LİSELERİ KADIRALIM

Yazar: İbrahim Halil Er, 3 Kasım 2013

Çoktandır üzerinde düşündüğüm lise eğitimi sistemi hakkında aykırı bir görüş öne süreceğim. Bu görüş bir çoklarınızın tepkisine neden olabilir. Ama unutmayın ki her yeni görüş tepkiye neden olmuştur. Çiçeklerle karşılanan hiçbir peygamber olmamıştır. Ben burada bazılarının yaptığı gibi lise eğitiminin ıslahı değil, tamamen kaldırılmasından yanayım. Bunun nedenlerini de aşağıda sıralayacağım.

Lise Eğitiminde ‘Hedef Yokluğu’

Eğitimin en önemli unsuru bir hedefinin olmasıdır. Maalesef bir lise eğitiminde bu ciddi bir eksikliktir. Yani tek hedef üniversiteye şartlandırmadır. Çocuk üniversiteyi kazanmadığı zaman büyük bir buhrana girmektedir. Günümüz lise eğitiminde maalesef hedef belirtilmemiştir. Gençler, günlerini geçirmeye veya kız erkek ilişkisine girmeye çalışmışlardır. Liselerde şiddet, alkol, uyuşturucu kol gezmektedir. Bu da lise eğitiminin hedefsiz olmasından kaynaklanmaktadır. Gençlerde hiçbir gelecek kaygısı ve sorumluluk bilincinin oluşmamasının bunda etkisi vardır.

Fakat liselerin kaldırılması bütün bu sorunları ortadan kaldıracak, gençler üniversitelerde hedefe kilitlenecekler ve seçtikleri alanlarda başarılı olmaya çalışacaklardır.

Bugün, dünyada eğitim sistemi büyük bir krizin içindedir. Okulların çok olması insanların bu okullarda iyi bir eğitim görmeleri cehaleti kaldırmıyor. İnsanlar, daha iyi birer eşkıya, hırsız ve terörist oluyor. Hapishanelere baktığımızda büyük ve karmaşık suçların eğitimli kişilerce işlendiğini görmekteyiz. Bu durum, eğitimin tek başına yeterli olmadığını, eksik bir şeyler olduğunu göstermektedir.

Lise Eğitimi Neden Gereksizdir?

Öncelikle Türkiye’de uygulanan lise eğitim sistemi bence tamamen kaldırılmalıdır. Çünkü hiçbir amacı ve hedefi olmayan, gençlere sadece zaman kaybına yol açan böylesine gereksiz bir eğitim, tarihin hiçbir aşamasında uygulanmamıştır. Lise eğitimi hem gereksiz ve hem de masraflı bir eğitimdir. Lise eğitiminin hiçbir amacı olmadığı gibi, günümüzde liseyi bitirmiş olmanın kişiye kazandıracağı hiçbir artı özellik de bulunmamaktadır.

Eğer kişi üniversiteye gitmeyecekse lise eğitimi ve diploması onun için bir lüks olmakta ve orda öğrendiği bilgiler, hayatının hiçbir aşamasında kendisine yararı dokunmamaktadır.

Düşünebiliyor musunuz, solucanın sindirim sistemini bilmek veya Friglerle ilgili tarihi bilgileri ezberlemiş olmak, ya da trigonometriyi, atomun numarasını bilmek kişiye ne kazandıracaktır. Tamamen gereksiz ve fuzuli bir bilgi verilerek kitap yüklü merkepler (Kur’ani bir deyimdir) yetiştirilmektedir.

İnsanların her şeyi bildiği ama aslında hiçbir şeyi bilmedikleri bir sistem. Cehli mürekkep dedikleri durum. Bilen cahiller. İşin ironisi de kimse cehaletini kabul etmiyor. Çünkü bundan 100 sene önceye göre oldukça çok okumuşlar. Bundan yüz sene önce bu kadar okumuş olan insanlar standart üstü ve bilgin olabilirdi. Şimdi ise birer cahil..

Faydasız Bir İlim

Peygamberimiz bir hadisinde “faydasız ilimden Allah’a sığındığını” belirtiyor. Günümüzde maalesef o kadar faydasız ilim öğretiyoruz ki… Her yıl bir sürü seçmeli ders çıkmakta. Biz öğretmen olarak o derslerin kitabını alıp öğrenip ardından öğrencilere bunu anlatmaktayız. Ne işlerine yarayacaksa…

İslam ilim literatüründe ilimler Farzı Ayn, Farzı Kifaye, Müstehap ve Haram ilimler şeklinde sınıflandırılmaktadır. (ilmi anlamda ilimlerin tasnifi çok uzun bir konu  ama kısaca böyle)

Farzı ayn ilimler, her Müslümanın öğrenmesi gerekli olan ve günlük hayatında lazım olacak ilimlerdir. Farzı kifaye ise toplumda bazı insanların bilmesi ile diğer insanların sorumluluktan kurtulduğu ilimlerdir. Mesela Tıp ilmi bunlardan birisidir.

Müstehap ilimler çoktur. Yani öğrenilmesinde zorunluluk yok, ama öğrenildiğinde güzel olan ilimlerdir. Haram ilimler ise temelde insanlara zarar veren veya faydasız ilimlerdir. Sihir, büyü vs. gibi.

Düşünsenize birçok lise mezunu işsiz var çevremizde… Birçok lise mezunu amele de var… Hayatları boyunca kullanmayacakları bir bilgi ile donatmışız… Lüzumsuz bilgiden Allah’a sığınırım…

Üretken Bir Çağın Lüzumsuz Bilgilerle Geçiştirilmesi

Eğitimdeki diğer bir handikap da insanların ömürlerinin üçte birinden fazlasının saçma bir eğitim ve meslek öğrenmeyle geçtiğidir. İlk, orta, lise, üniversite, ihtisas, askerlik ve evlilik gibi aşamaları geçen birisinin yaşı 30’a ulaşmaktadır. Bu döneme kadar gencin bakımını ailesi veya devlet sağlamaktadır.

Bu aşamaya ulaşıncaya kadar kişi hayatı boyunca bir kere bile ihtiyaç duymayacağı, kullanmayacağı saçma bilgilerle kitap yüklü merkeplere dönüştürülmektedir. Bu da eğitim sistemimizdeki açmazların başında gelmektedir. İnsanın en üretken çağı, saçmalıkları öğrenmekle geçirilerek, belki de insanları bir yarış atı haline getirerek asli görev ve fonksiyonlarından uzaklaştırılmaktadır.

Bu süreç daha da kısaltılabilir. Kişilerin ne olacağı daha erken yaşlarda tespit edilerek yetişmek istediği alana yönelik eğitim verilerek daha genç bir çağda hayata atılabilir.

Liselerde Ergenlik-Çocukluk ve Cinsellik Çatışmaları Yaşanmaktadır

Bir diğer nokta da lise çağındaki gence çocuk muamelesi çekildiğinden maalesef o da kendisini çocuk görmekte ve çocuk gibi davranmaktadır. Halbuki onlar erginlik dönemine girmiş birer yetişkindirler. Onlara yetişkin muamelesi yapıldığında onlarda yetişkin gibi davranacaklar ve davrandıkları gibi düşüneceklerdir. Lise çağı, gençlerin cinselliği keşfettikleri çağ olduğu için de korkunç. Özellikle karma eğitimde iş daha da feci durumdadır.

Kaynak ve Zaman İsrafı

Örneğin lise eğitimi tamamen lüzumsuz bir eğitimdir. Burada verilen bilgilerin daha az yoğunluğu ilköğretimde verilmektedir. Aynı bilgilerin lisede tekrarlanmasının hiçbir akli mantığı yoktur. Bu uygulamayla milyarlarca kaynak, sermaye israf edildiği gibi, milyonlarca gencin de en güzel yılları heba olmaktadır.

Yapılması gereken en doğru yöntem, ilköğretimin kalitesinin artırılarak, gence temel eğitim verildikten sonra doğrudan ihtisaslaşmaya yönelmektir. Böylece gencimiz bir dört yıl kazanacaktır.

Düşünebiliyor musunuz? Yirmi yaşında doktorlarımız, mühendislerimiz ve öğretmenlerimiz olacak. İnsanlar daha erken bir çağda üniversiteyi bitirdiklerinden iş hayatına atılarak daha verimli olacaklar. Okul bittiğinden daha erken çağda evlenerek, çocukları ile aralarındaki makas fazla açılmamış, kuşak çatışması fazla doğmamış olacaktır.

Ayrıca, uzun yıllar bekar kalarak cinsel sorunlarla karşılaşmamış olacaklardır. Bu aşamanın ekonomiye verdiği kaybı da düşünürsek varın siz hesaplayın.

Bir lisede en az 30 öğretmen 5 personel var. Her öğretmen ve personelin 1200 TL aldığını, sosyal haklar ve emekli sandığı ödemesi ile 2000 TL masraf yaptığını hesaplarsak bir okulun sadece öğretmen parası ayda 60000 TL eder. Bunun elektrik, su, yakıt ve diğer masraflar da hesaplandığında rakam daha da artacaktır. Boşa harcanan bir para. Bu parayla çok daha kaliteli eğitim verilebilir. Ayrıca, bu para ile insanlara iş imkanları da sağlanabilir. -2013 rakamları-

Lise Müfredatının Gereksiz Hantallaştırıldığı Emperyalist Politikalar

Bu lise programları ve müfredatları tamamen Batı orijinli. Büyük olasılıkla sömürge ülkelerine  uyguladıkları programlardır. Biz Missisipi’nin uzunluğunu ezberlemekle meşgulken onlar petrolümüzü ve kaynaklarımızı çalmayla uğraşıyorlardı. Yani zihnimizi boş şeylerle dolduruyorlar. Böylece gençliğimizi ve dinamizmimizi çalıyorlar.

Artık bu uykudan uyanma vakti gelmiştir. Uykudan uyanmanın yolu, lise bölümlerimizi tamamen kaldırmaktadır. Ya da ilköğretim 4, orta öğretim 2, lise 2 olmak üzere sekiz yıla sığdırabiliriz. Zaten lisede öğretilen bilgiler ortaöğretimin bir tekrarından başka bir şey değildir.

Bir öğretmen olarak lise öğrencilerinde edindiğim intiba, zoraki bir eğitimden geçtikleridir. Öğrenciler, okumamak için direnmektedirler. Günümüzde biz topuzun ucunu iyice kaçırmışız. Lisede yoğun bir şekilde her ilimden bilgiler getirmekteyiz.

Halbuki kişinin hiç kullanmayacağı bir bilgiyi vermek ona bir şeyler katmayacağı gibi onu sadece aptallaştırmış olacaktır. Her şeyden biraz bilen ama hiçbir şeyi derinlemesine bilmeyen bir gençlik veya bir nesil yetiştiriyoruz.

İbrahim Halil Er, 3 Kasım 2013

Doğal Eğitim
Doğal Eğitimhttps://dogalegitim.org
Doğal, Özgür, Zorunsuz, Fıtrata Uygun, Öğrenci ve Aile kontrolünde, Kişisel Tercihlere Saygılı, Nitelikli bir 'Öğrenim' için araştırmalar yapıyoruz.

Yazı Hakkında Hisleriniz

Yazı Hakkında Mini Anket

Katkıda bulunun ya da yorum yapın

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Yazardan
Benzer

Öne Çıkan Makaleler

ZORUNLU EĞİTİM ÇIKMAZI

Bir çocuğun ne zaman, ne kadar, nasıl öğrenmesi gerektiğini...

Evde eğitimin 10 avantajı ve evinizi doğal öğrenme için güçlü bir yer olarak düzenlemek adına birçok fikir

1- Özgürlük 👉🏻Siz, özgürlüğü kolaylaştıracak ve doğal çocuk öğreniminin koşullarını...

Ay Döngüleri ve Canlılar Üzerine Etkileri

Yaşadığımız dünyaya en yakın gezegen olması sebebiyle dünyaya etki...

Zorunlu Eğitim Yasaları Olmasaydı Ne Olurdu?

1- Güç Kayması 🔸İlk olarak, güç devletten aileye doğru eğilir. Okula...